29 Mart 2023 Çarşamba

Bir Gün Sonra Nisan

Bir gün sonra Nisan, ama öyle çok kar yağıyor ki bu sıra... İsveç, 'burdasınız!' diyor. Kasım'da başlayan kar, Nisan'a bir kala kendini hala bol bol gösteriyor. Gerçi arada karsız ve güneşli günler de çok oldu. Dün ve bugünden birkaç fotoğraf ve bir video ekliyorum. Fotoğrafların çoğu Stockholm Üniversitesi (Frescati) kampüsten. Harika zamanlar <3

balkonumuz <3



okul yolu..



kampüste








15 Mart 2023 Çarşamba

Mart Soğuklu Londra Gezisi

Geçen hafta dört gece için Londra'daydık. Gidiş nedenimiz İngiltere'de gerçekleşmiş olan evliliğimizi konsolosluğa bildirmekti, ama tabii gitmişken arkadaşlarımızı görelim, Londra'da gezelim istedik :) Özlemisiz... Aşağıya birkaç fotoğraf ekliyorum (nofilter, bir de kaynak belirtmeden almayın lütfen). Bir iki tanesi burdan yola çıktığımız gün... Stockholm yılın en çok karını Mart'ta gördü sanırım. Şansımıza Londra da çok soğuktu.. Biraz üşütüp geldik. Bir de evlilik bildirimi oldu, soyadım değişti, onun soyadı da eklendi. Ama makalelerimi (ve umarım kitaplarımı) sadece kendi soyadımla yazmaya devam edeceğim.



Henüz uçuş iptalinden habersiz kahve içip kar manzarasının tadını çıkaran Özlem.




Konsolosluk işlemleri bitmiş, sevinçle yollardayız :) O akşam LSE'de Lakatos ödül töreni seminerine (Nicholas Shea'nin.. harikaydı) katıldım. O civara yakın bir yerlerde..




Thames üzeri köprülerden birinde, güzel selfie çabaları.. Güzelliğimizi tam yakalayamadık ama çok mutlu an.  <3

aynı köprü üstünden.



Bu heykel çok hoşuma gitti. Geçici olarak orada duruyor sanırım. Tate Britain'a giderken yolda Thames kenarında (Riverside Walk Garden Millbank). Adı "Khadine" sanırım, Bruno Catalano'nun. Elinde valizi bir gezgin. Ama yarısı yok... Bir de öyle muhteşem güzellikli nehrin kenarında durmuş, karşıdaki koca şehre ve de MI6 binasına doğru dönük. Bu gezgin hali ama yarısının olmaması vs beni etkiledi sanırım. Elimde valizim gittiğim yerleştiğim sonra yine gittiğim yerleri hatırlattı, bir göçmenlik hali. Hem büyütüp yeşertiyor, hem de eksiltiyor belki. Ama işte yeşermeler yine dimdik tutuyor, mutlu, umutlu..


Richmond Park'ta. Geçen yaz da bu parkta uzun uzun yürümüştük. Bu kez de öyle. Şansımıza bir gün önce hava buz gibiyken bu yürüyüş sırasında bir güneşli ve hoştu. Bir de ağaçlar çiçeklenmeye başlamış.


Bu yola ve hemen solundaki manzaraya bayılıyorum <3


Richmond Green <3



Sevdiceğimi Waterstones'da ararken ilk bakacağım bölüm :) 


13 Mart 2023 Pazartesi

Tate Britain

Son beş gün Londra'daydık. Harika geçti. Birkaç saat için Tate Britain'a gittik. Çektiğim birkaç fotoğrafı buraya ekliyorum. Aslında birçok başka fotoğraf da çok hoşuma gitmişti. Biraz rastgele bir seçki bu yüzden. Ama yine de hoşuma gidenlerden bir tutam gibi :) Belki sonra ayrı bir Londra yazısı da yaparım.



"Dead Sea" (Totes Mer) by Paul Nash.


Helene Yellin'in portresi.. William Patrick Roberts

Pastoral - Frederick Cayley Robinson  (üstteki mavi ışık müzenin ışıklarından yansıma)


Reuben ve ben <3 



"In the Hold" David Bomberg.

"Piccadilly Circus"  Charles Ginner


"Prince or Shepherd" William Stott of Oldham 


buralara bayıldım   <3   :)



Üstteki "Saintfoin in Bloom" (1857) John Samuel Raven. Pembe sainfoin (Onobyrchis) bitkileri.. Alttaki "May in the Regent's Park" (1851) Charles Alston Collins.



"Study for Saintfoin in Bloom" daha yakın çekmeye çalıştım. Pembe, kırmızı tonları bitkilere bayıldım. Henüz Mart ve hava çok soğuktu ama Londra'nın özellikle Kingston ın bir çiçekli hali vardi biz ordayken. Kırlara bayılırım zaten.. İngiltere kırları da <3


Horse chestnut tree (at kestanesi) altında oturuyor olmalarına ayrıca bayıldım. :)  güzel piknik..   "Holyday" (1876) James Tissot.


"Carnation Lily, Lily, Rose" John Singer Sarget.
 

"A Silent Greeting" (1889) Lawrence Alma Tadema.


"The Field of Waterloo" (1818) JMW Turner.  savaşlar hep korkunç.


"Mary Wollstonecraft" by John Opie.



"Ophelia" (1851) John Everett Millais.

"Mariana" (1851) John Everett Millais.




2 Mart 2023 Perşembe

Uppsala-2

Bu kez tüm fotoğraflar Uppsala'dan (dünkü -günübirlik- gezi ve seminer gününden), ama evden Stockholm'de yazıyorum. Bugün yazmam gereken çok iş var, o yüzden buraya pek yazamayacağım. Uppsala günü harika geçti :) Fotoğrafların altına kısa notlar yazdım..



Bu nehir kıyısına çıkınca bir sevinç... Uppsala çok güzel bir üniversite şehri...








Sehirde Linne'nin adıyla, heykelleriyle birçok yerde karşılaşılıyor. Az zamanımız var diye bir çok yere bakamadık. Konuşmadan hemen önce bu Cafe Linne'de kahve içtik. Uppsala'da Linne'nin alma mater inde olduğumu düşünmek bir ilginç-güzel geldi. Onunla ilgili ilk öğrendiğimde onsekiz yaşımdaydım, Manisa'nın Muradiye ilçesinde üç binalık üniversite yerleşkesinde (üniversiteye ilk başladığımda iki yıl orda okumuştum). Param o kadar azdı ki, birkaç ay, sabah servisle gidip (böylece sadece sabah ücreti verip), akşam dönüşte arkadaşlarımla otostop çekiyorduk. Manisa'dan İzmir'e böyle zorluklarla gitmişken, şimdi İskandinavya'da Uppsala Üniversitesi'ni ziyaret ediyor olmam..


Reuben'in konuşması buradaydı.


1 Mart 2023 Çarşamba

Uppsala

Bugün Mart'ın ve takvime göre de ilkbaharın ilk günü. Yine not edeyim, zaten kim yazabilir ki herşeyi, herşeyi yazmıyorum... Herşeyden kastım etrafımda gördüğüm ya da yaşadığım herşeyi yazmıyorum. Zaten hersey nasıl yazılabilir ki... Bende izi kalan birşeylerin sadece bir damlasını yazıyorum diyeyim. Hatta bir damladan da azını...

--Birkaç hafta önce korkunç korkunç depremler oldu... 6 Şubat'ta Türkiye'de ve Suriye'de. (Ailemden o anda orda olan yoktu. Ateş çok geniş yakabilir, nitekim yaktı tabii... Ama en çok düştüğü yeri yakar. Düştüğü yerde değildik) Bundan söz etmiycem burda şimdi. Korkunç öesi. Acı.. Çaresizlik hissi. Korku.. Kızgınlık.. Gözünü para bürümüş pisliklere kızgınım.  Elli bin can. Ne denilebilir ki..--

Şu an Uppsala'dayız. Günübirlik geldik. O akşam üniversitede bir konuşma vericek, erken geldik, etrafı görelim diye. Şuan kahve içmeye oturduk, çalışıyoruz. Ben de çalışmalıyım aslında, yirmi dakika öncesine kadar çalışıyordum, sonra buna başladım :) Aşağıdaki fotoğrafların çoğu Stockholm'de aslında. Bir iki tanesi sadece bugünden Uppsala'da. Birazdan kalkıcaz, kampüse doğru yürücez. Linne'nin alma materi.  


Reuben akşam yemeklerinde harikalar yaratıyor <3 Dün akşamdan bu... taco soup gibi bişi galiba. Muhteşemdi diyim.. Zaten onunla hep <3



Kahvaltılarım böyle genelde... Çilek bazen... Ama hemen her sabah muz, fıstık ezme böyle. Birazcık bal üstünde ve kahve. <3



Bu parkı bir akşam muhteşem ötesi bir gün batımında bulmuştuk. Tegnerlunden Park. İki önemli heykel var. Biri bu Astrid Lindgren (1996'da yapılmış). Uzun çoraplı kız Pippi.. Çocukken çok hoşuma giderdi, özellikle sürekli havada durak iki örgü saçı.. Bu fotoğraf bir-iki hafta önceden..



<3



Sevgililer günü...  Öglen onunla kafede buluşacaktık, bunu almış bekliyordu canım<3



Buralarda neredeyse hiçbir yerde nakit geçmiyor. Benim burda geçen (fazla kesinti olmadan) bir banka kartım yok henüz. Reuben yanımda değilken para harcamam pek mümkün değil. Sadece bazı marketlerde ve Max (hamburgerci) gibi yerlerde nakit geçiyor. Geçenlerde yalnızken kullanmam gerekmişti... Madeni paralar böyle..



Az önce.. Nehir kenarında yürürken. Harika gün <3



Az önce, fotoğraf Reuben <3  Uppsala, nehir kenarında..