23 Eylül 2009 Çarşamba



Hayatının üzerinde çok büyük etkileri olan insanlar vardır.. Vazgeçilmezdirler.. Tüm çabalarını anlamsız, küçücük hale getirebilirler, emeğini bir anda tüketebilirler.. Değiştiremezsin, etkiyemezsin.. Durum öyledir. O kadar.. Arada bir ters dönersin bu yüzden, bir böcek gibi.. Sonra yine düz dönmeye, yürümeye devam etmeye çabalarsın.. Yıpranırsın, güçlenirsin..

12 Eylül 2009 Cumartesi

o orada.. sen ne yaparsan yap, teslimiyet kaçınılmaz.. sirenlerin şarkılarını duyar gibi olursun, anlarsın: yakınlarda bir yerdedir. sonra görebileceğin kadar yakına gelir, öylesine güzeldir ki, ondan kaçabilmenin tek yolu bir defne ağacına dönüşmektir.. iyice yakınlaşır, kokusunu duyarsın ve dokunur sana.. tüm uzaklaşma çabaların boşunadır, yalandır da belki: belki sen de onun için sirensin..
ö

6 Eylül 2009 Pazar

yorgun olmak.. ağırlıkla ilgili gibi hissediyorum yorgun olmayı.. üç çeşit ağırlığın birleşimi: ilki somut anlamda bir ağırlık, aşırı ötesi yeme nedeniyle son sekiz ay içinde alınmış olan yedi kilogramdan kaynaklanan ağırlık; ikincisi hayatımdaki bir düğüm noktasına gelmiş olmakla ilgili olan ağırlık, düğümde hareket etmek zor, düğüme kadar gelirkenki hoş çaba düğümde yorgunluk-ağırlık hissiyle gösteriyor kendini; üçüncüsü kalbimdeki ağırlık, şu mitral kapak sarkıklığı durumu, doğuştanmış, ama şimdi hissediyorum ağırlığını, neden şimdi hissediyorum emin değilim, ama hissediyorum. ve yorgunum... ama geçeceğini biliyorum.. umarım yakında, çok yakında..

2 Eylül 2009 Çarşamba

Ağzında dağılmış ekmek parçaları, yutulamamış.. Kabul edilmek istenmeyen gerçekler gibi.. Ağzına girebilmiş ama çiğnenememiş.. Hatta daha da gerçek olmuşlar böyle çünkü sindirilememişler..
Üç ya da dört bardak votka, her biri bir dikişte. Anlamamak için, gördüğünü anlamamak, duyduğunu anlamamak için.. Kabul etmemek için dokunduğu, derininde hissettiğinin gerçeğini..
Başka bir anı yaşamaya devam etmek için, onunla yaptığı kendi gerçeğini yaşamak için. Elinde olmayan gerçeği.. Dokunabileceği ama tutamayacağı gerçeği..
Sonra gözlerini açmak yeni sabaha, ağzında kurumuş, taş olmuş küçük ekmek parçalarıyla..
ö