30 Ekim 2009 Cuma


sütlü, güzel köpüklü kahve..


Vincent Van Gogh

Bu resmi seviyorum.

Belki günün birinde yakın bir dostumun öyle bir restoranı olabilir. :) Ben de sık sık yanına giderim, ona havuçlu keklerini yaparken yardım ederim.. İçlerine bolca tarçın koymayı öneririm. Sonra işler sakinken, kapının yakınındaki masalardan birine oturup kahve içeriz -sütlü, güzel köpüklü kahve- ve havuçlu keklerden yeriz..

29 Ekim 2009 Perşembe

Rengin, ben de sevdim "Pazar" ı. Bu sahne çok güzeldi.

19 Ekim 2009 Pazartesi

K: evet İstanbul'dayım ve evet oyunculuk-sinema devam.. ne de olsa hobi olarak yapmıyorum bunu :)

Ö: merhaba, tam sana yazarken bilgisayara birşeyler oldu.. bayağı da bir yazmıştım.. eğer onlar sana geldiyse iyi, gerçi gönderilenler kısmında göremedim. şimdi tekrar baştan yazmaya çalışacağım, tam aynı cümleler olmayabilir :)şimdi hobinin tanımına baktım şöyle yazıyor: "Hobi veya uğraşı, kişinin mesleği dışında boş zamanlarında yaptığı dinlenme, eğlenme amaçlı ve özel ilgi alanına giren işlerdir."Bu durumda benim hayatımda hobi diye birşey yok.. çünkü bence "boş zaman" diye bir şey yok, ya da işte benim hayatımda boş zaman kavramına karşılık gelen birşey yok.Bunu kendimle ilgili ve oyunculukla ilgili bazı şeyleri açıklamak için söyledim. hani işte benim şuan sinemayla-oyunculukla ya da tiyatro ile ilgili birşeyler üretip üretmediğimden söz edecektim, ama senin söylediğin üzerine benim o konuda ne düşündüğümü söyleme ihtiyacı duydum.Tiyatro, sinema ve de aslında oyunculuk benim için çok önemli ve değerli. Bunu nasıl açıklarım bilemiyorum. Ama şöyle söylersem: onları hayatımın çok geniş bir alanına oturttuğum zamanlar olmuştu, onlar uğrunaçok şeyi göze aldığım zamanlar ve onlar için çok emek verdiğim zamanlar da oldu.. ve de onlardan ekmeğimi kazandığım zamanlar da oldu, mesleğim de oldular bir süre, ve dedim ya hayatımın merkezinde oldukları zamanlar da oldu.. Ama hayatla ilgili kafamın çok karıştığı ve yorulduğu zamanlar geldiğinde - çook karıştığı, hani normal miktarda kafa karışıklığı bence insanı daha da yaratıcı yapabilir- sanat anlamında üretim yapmamın zorlaştığını hissettim. Ve hayatın sürüklemesine bıraktım bir süre kendimi, tamamen bırakmadım tabii, ama yine sevdiğim bir alan içinde tutmaya çalışarak kendimi, hayatın beni onun içinde taşımasına izin verdim.. Çünkü kafamın dinlenmesine çook ihtiyacım vardı.. -kafamın yorgunluğunun nedeni tamamen hayat ve onun içindeki ideolojilerdir-Ve yine sinema-oyunculuk benim için çok değerli ve önemli.. Kafamın karışıklık miktarı da biraz normal boyutlara ulaştı bir süredir, yine sanat anlamında üretebileceğimi hissediyorum.. Ama nasıl nerede yapacağımı bilemiyorum şu an.. Ve az önce dedim ya benim bir mesleğim daha var. Hani büyükler der ya "yapabileceği iş, kolunda bileziğindir" benim iki bileziğim var kolumda. Kendimi yine zinde tutmaya çalışacağım şimdi, sanat anlamında.. Ve eğer üretebileceğim bir an gelirse, ya da koşullar gelirse veya bir şekilde koşullar yaratabilirsem her an üretmeye hazır halde olacağım.. Şimdilerde yine çalışmaya başladım bu anlamda.. Böyle.. Ne hissetiğimi düşündüğümü açıklayabildim mi bilemiyorum.. Çünkü dedim ya son birkaç yıl biraz fazla yoğun ve karmaşıktı... Hoşçakal :)
Ö

17 Ekim 2009 Cumartesi

Küçük ellerimle yaptığım küçücük kağıt gemilerim var benim. O küçük gemiler ki, okyanusu geçebildiler. Ateşte yanmadılar.
Varlıklarını unutuyor olmak aptallık, haksızlık. Haksızlık ediyorum gemilerime, küçük ellerime..

I have got small paper ships those I've done with my little hands. Those little ships could pass the ocean, and they didn't burn in fire.
It is silly to forget their presence. It is unfair. I am being unfair to my paper ships and to my little hands..
Mania.. Why are you so late this time?.. Please come.

16 Ekim 2009 Cuma



Vincent Willem van Gogh

11 Ekim 2009 Pazar

Obsession

After thinking about it for an hour and even though you know it is right number, and you know you checked it several times, still, you open up the envelope and check the number again.
Now you need a new envelope.. And of course number was right!! You decide to buy a new envelope tomorrow before going to post office.. And you know, you will need to check the address -maybe a few times- after writing it again on to the new envelope.. And you feel tired.

3 Ekim 2009 Cumartesi

Litost..