31 Aralık 2010 Cuma

It's in His Kiss!

Bu filmi ve şarkıyı çok seviyorum.

28 Aralık 2010 Salı

Aniko Medeva

Tiyatro dersine geçenlerde hasta olduğum için gidemedim. Sonraki derse bir gün kala ev çalışması verildiğini öğrendim. Gerçek bir hikaye anlatacakmışız. Sadece bir günüm vardı, hızlı karar vermeliydim. Gerçi sonra derste zaman kalmadı, bana sıra gelmedi. Ama babaannemi anlatmaya karar vermiştim: Gencecik yaşta iki çocuğu olan, evini, eşyalarını bırakıp başka bir yere göç eden ve üçüncü çocuğunu doğurduktan hemen sonra henüz yirmili yaşlarında ölen, hiç görmediğim, ama zaman zaman düşünüp, hüzünlendiğim merak ettiğim, babaannemin hikayesini..
Bu şiiri sanırım on iki yıl kadar önce onun için yazmıştım:

Uzaklardan Makedonya'nın şirin köyünden,
Toprak kokusu geliyor buraya
Üzerinde neşe dolu çocuklar oynarmış
Ve sen umut doluymuşsun orada...
Gittin ya hep özledik seni
Bak sana benziyorum:
Dudaklarım, gözlerim, kalbim.
İstemezdin gitmeyi biliyorum.
Gabrova'nın tüm çiçekleri ağladı senin için
Ve açtığımda sandığını göz yaşlarıyla ıslanmış,
Kokularını duydum hepsinin...

13 Aralık 2010 Pazartesi

Güzel Film ve Yoğun Günler




Son günler, yoğun...

Perşembe günü labda çok yoğun ama güzel bir çalışma, geç saatlerde eve gelme. Cuma günü öğleden sonra garip bir şekilde üşümeye başlama, hemen eve gitme, akşamki planlar için sevinç içinde duş alma, birgün sonraki kurs için haftasonu işlerini bitirmeye çalışma. Ve akşam dostlarla rakı, sohpet, harika. Gece eve gelince aşırı derecede çok üşüme hissetme, evet bişiler kötü diye düşünme, hızla pijamaları giyip yatma ve 30 saat uyuma!!! tabii ki hepsi uyku değil, arada bir kalkıp terli pijamaları çıkarıp, biraz su içme, arada bir belki de baygınlık geçirme, arada bir ne oluyor diye düşünme, iki dostla telefonda konuşma, birinin getirdiği patatesten bir parça yeme, sonuçta cuma gecesi uykuya başlayıp, pazar günü uyanma!
Zorlu uyku maratonundan sonra hala hasta olmaya rağmen daha iyi olduğun için güzel bir sevinç duyma, sonra bir de üstüne öğleden sonra kardeş süpriz yapıp gelince sevincin üç kat katlanması, akşamına kardeş ve dostlarla hoş sohpetler ve gitar hero oynama. ve pazartesi hala hasta -birazcık daha iyi- ama yine çok mutlu bir halde kardeşle kahvaltı yapma ve sonra da "Gadjo Dilo" adlı harika filmi izleme, gülme, ağlama filmle birlikte... Ve birkaç saat sonra güzel kardeşle kampüste biraz gezinme olacak, ardından kardeş yolda olacak, sağlıkla...

2 Aralık 2010 Perşembe

alışveriş

İki gün önce bursum yattı. Bugün alışverişle kendimi mutlu ettim. Üç yıl önce, kütüphaneden ödünç aldığım eski baskısı ile doktora yeterliliğe çalıştığım zamandan beri gönlümü çalmıştır ve kendisi bitki fizyolojisi için bence temel kitap.. Bitirmede de yanımda olsun istedim, bu kez 2010 baskısı ile :)

Ve Kuhn'da ilk kez kendisinden haberdar olduğum ve şuan okuduğum bir çok metinde adı geçen felsefecinin kitabı.. Okumak için sabırsızlanıyorum. Ama ne zaman? Neyse en kötü ihtimal yazın, doktora bitince. Büyük ihtimalle dayanamam, biraz da olsa okurum sanki şimdiden.. Bilim felsefesi güzel..

Geçen yıl ki ajandam -kırmızı- ve bu yılın aday tanığı -siyah-

Ve yıllar önceokuduğum bir kitap daha, hatta sanırım üç yıldan daha uzun zaman önce. Güzel olacak :) Bir de geçen hafta başladığım tiyatro kursuma iyi gelecek. Çok sevinçli bir durum..

Ve gün içindeki lab-sera-ofis-bahçe-kafeterya-dia koşuşturmamda, anahtar, kart, telefon taşımamı sağlayacak yeni nesne (mavinin üzerine sarı ve pembe çiçekli)

Diğer eşyalar-kitaplar zaten masadaydı, onları anlatmıyorum, onlar da güzel :)
başta Penguen olmak üzere..

Böyle..

Bu arada dün "travma" ile ilgili bir seminere gittim. Tekrar üzerine yoğun düşünmek yordu beni.. Hem de çok yordu. Şimdi yine çok iyiyim. İyi ki dostlar var.
Ve ben üstesinden geldim, çok zaman önce geçti. Sadece o klinik psikolog, seminerde "geçmiş travmalar -şuanki sorunların nedeni, açıklayamadığımız davranışlarımızın nedeni- olabilir gibi sözler söyledi. Sanırım sadece kafam karıştı. Neyse, geçti...
Pizzam geldi :) Bir de Grey's Anatomy izliyorum.