30 Kasım 2009 Pazartesi

sanırım biraz fazla heyecanlıyım...

29 Kasım 2009 Pazar

yol


Valizimi hazırlıyorum. Giysilerim (son aylarda kilo aldığım için sevdiklerimin çoğu üzerime olmuyor, onlardan birkaç tanesini yanıma alıyorum, hani belki eskisi gibi ince olurum umuduyla, planlarıyla ve diğer giysilerim dağınık, parça parça..), kitaplarım (sevdiğim birkaç kitabı yanıma alabileceğim sadece, çünkü 20 kg eşya kabul ediyor uçak; ama tabii ki işle ilgili kitapları, defterleri, makaleleri hazırladım, hepsini düzgünce yerleştiriyorum, makalelerin önemli noktalarının altı çizilmiş, defterlerime notlar alınmış: çalışacağım yöntemin tehlikesini de göz önüne alınca çok titiz, dikkatli ve yoğun çalışmam gerekliliği nedenli ve de yaptığım işi elimden gelenin en iyisi ile yapmayı sevdiğim için), sonra diğer ufak tefek ama önemli eşyalar: banyo lifi, krem, porselen bardak, saat vb. ve de kalemlerim, kalemliğim, tenis raketim, birkaç fotoğraf...

Yeni bir yaşam heyecanı, farklı bir yer... Ve şuan yaşadığım yerde kalmaya devam eden insanların ve doğduğum, büyüdüğüm şehrin şimdiden içime çöken özlemi..
Hayatın böyle olduğunu anladım, uzun bir süre önce anladım aslında. Zaten yolların acısını sevincini yaşamış insanların arasında büyüdüm ve henüz çocukken başladı sevdiğim insanlar yollara, uzaklara gitmeye.. Sonra ben de gittim yollara, ama geri geldim hep. Şimdi yine gidiyorum..
Fotoğrafta ninem ve ben.. Ninem dedemin annesi, on dört yıl önce vefat etti, doksan küsur yaşındaydı, Makedonya'dan İzmir'e göç ettikten otuz yıl kadar sonra. Odasındaki yaylı karyolayı çok severdim, küçükken kardeşimi ve beni oraya yatırır eliyle yavaş yavaş karyolayı sallarken "zaspi sinu, zaspi" (uyu sinu, uyu) derdi ve güzel, sıcak bir uykuya dalardık anikonun tatlı sesiyle.. içimin o derecede ferah olduğu uykuları özledim bir süredir..


22 Kasım 2009 Pazar

Sanırım dört yaşlarımdaydım, babam Ankara'dan bunu getirmişti bana. Çok sevinmiştim. Duvara asılıyor, bir çeşit metalden yapılmış. Eskiden arada bir duvardan indirtirdim, oynardım onunla. Çocukluğumu ve babamın çocukluğumdaki halini hatırlatıyor bana..

15 Kasım 2009 Pazar

İstanbul heyecanı..

1 Kasım 2009 Pazar


Son sekiz aydır iyice karmaşıklaşmış hayatımı düzene sokmak istiyorum.. Anlamsız bir çaba belki. Belki hayatım böyle, düzensiz.. Bunu kabullenerek yaşamalıyım. Ama bu değiştirmek istediğim şeyler için çaba göstermeyeceğim anlamına gelmez. Sadece idealimdeki bütünlükte olmasını beklememeliyim belki.
Tutunmaya çalışıyorum, bir yerlerinden tutmaya.. O ise kayıp gidecek gibi..
Güzel bir filmde yaşlı bir adam şöyle diyordu: "yaşam ihtimaldir, ihtimalin peşinde ol" Hoşuma gidiyor bu söz.
I want to organize my life that has been getting quite complicated for last eight months.. Maybe it is a pointless effort. Maybe my life itself is such unorganized.. I should live with accepting this. But it doesn't mean that I won't try for the things which I want to change. It just I shouldn't wait them to be ideal as in my imaginary harmony.
I am trying to hang on.. But it seems like gonna slip from my hands..
In a nice film, there was an old man saying "life is possibility, aspire possibility" I like that expression..