25 Temmuz 2011 Pazartesi

Bişiler

Cairns civarındaydım. Yağmur ormanlarını ve Great Barier Reef'i görmek istemiştim. Bir gün oralarda otobüs bekliyordum. Otobüs durağında benden başka kimse yoktu. Yanıma geldi. Uzun boylu ve yapılı fakat zayıfça biriydi. Gözleri donuk ve kanlı gibiydi. Sanırım uyuşturucu kullanıyor olabilir. Benimle tanışmak istediğini söyledi, zamanım olmadığını, az sonra otobüsün geleceğini söyledim. Otobüs gelene kadar konuşalım dedi. Tamam dedim. Güzel bir insandı. Oraların yerlilerindendi. Adalarda altın madedinde çalışıyormuş. Nereden geldiğimi sordu, anlattım. Telefon numaramı istedi, akşam birlikte bişiler yapalım, gezelim filan dedi. Yapamam, zamanım yok, birkaç güne dönmeliyim dedim. Israr etti, email adresimi vererek ısrarına son verdim. Sonra cebinden sigara paketi çıkardı, paketin poşetinde fotoğraftaki altın vardı. O bulmuş madende. Bana vermek istediğini söyledi, kabul edemem dedim. Lütfen dedi. Ama olmaz dedim. Otobüs geldi. Elime hızlıca tutuşturdu. Goodbye Take care dedim. O da aynısı dedi.





Dedemin hediyesi.. on sekiz yaşlarımdaydım.. Dört yıl filan kullanmıştım galiba. Düzgünce çekmeceye geri koyuldu.





Tenis madalyalarımı buldum. Biri liseden, biri taaa ilkokuldan. İlkokuldan olan masa tenisi. Şöyle bir baktım. Küçük çantaya geri koydum. Tenis oynamak güzel... Canım çekti şimdi.

















Böyle bir kutu var. Sydney'deyken suşi almıştık. O zamandan beri odamda böylece duruyordu. Güzel.. . Şimdi içine üstteki kalemleri (anı kalemlerden) koymaya karar verdim.











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder