29 Kasım 2009 Pazar

yol


Valizimi hazırlıyorum. Giysilerim (son aylarda kilo aldığım için sevdiklerimin çoğu üzerime olmuyor, onlardan birkaç tanesini yanıma alıyorum, hani belki eskisi gibi ince olurum umuduyla, planlarıyla ve diğer giysilerim dağınık, parça parça..), kitaplarım (sevdiğim birkaç kitabı yanıma alabileceğim sadece, çünkü 20 kg eşya kabul ediyor uçak; ama tabii ki işle ilgili kitapları, defterleri, makaleleri hazırladım, hepsini düzgünce yerleştiriyorum, makalelerin önemli noktalarının altı çizilmiş, defterlerime notlar alınmış: çalışacağım yöntemin tehlikesini de göz önüne alınca çok titiz, dikkatli ve yoğun çalışmam gerekliliği nedenli ve de yaptığım işi elimden gelenin en iyisi ile yapmayı sevdiğim için), sonra diğer ufak tefek ama önemli eşyalar: banyo lifi, krem, porselen bardak, saat vb. ve de kalemlerim, kalemliğim, tenis raketim, birkaç fotoğraf...

Yeni bir yaşam heyecanı, farklı bir yer... Ve şuan yaşadığım yerde kalmaya devam eden insanların ve doğduğum, büyüdüğüm şehrin şimdiden içime çöken özlemi..
Hayatın böyle olduğunu anladım, uzun bir süre önce anladım aslında. Zaten yolların acısını sevincini yaşamış insanların arasında büyüdüm ve henüz çocukken başladı sevdiğim insanlar yollara, uzaklara gitmeye.. Sonra ben de gittim yollara, ama geri geldim hep. Şimdi yine gidiyorum..
Fotoğrafta ninem ve ben.. Ninem dedemin annesi, on dört yıl önce vefat etti, doksan küsur yaşındaydı, Makedonya'dan İzmir'e göç ettikten otuz yıl kadar sonra. Odasındaki yaylı karyolayı çok severdim, küçükken kardeşimi ve beni oraya yatırır eliyle yavaş yavaş karyolayı sallarken "zaspi sinu, zaspi" (uyu sinu, uyu) derdi ve güzel, sıcak bir uykuya dalardık anikonun tatlı sesiyle.. içimin o derecede ferah olduğu uykuları özledim bir süredir..


2 yorum:

  1. İçim çok fena oldu yazıyı okuyunca çünkü bende yolları aşan fakat nihayet bir yere yerleşebilen biriyim fakat ailemden uzak ,bambaşka , yeni ,yabancı bir şehre.Burda insan uzakta olduğunu çok fena kavrıyor ,tüm benliğiyle ,sinirleri ve hücreleriyle,,,tamamen kavrıyor. Çok iyi anlıyorum ,önemli olan huzur derler ama işte gitmeler ,yollar hep hüzündür.

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Evet, öyle dimi.. Bir de insan işte: her gittiği yere her tanıdığı insana emek veriyor, onları parçası haline getiriyor ve hayat işte: yine yollar çıkarıyor karşımıza.. Ben yolları seviyorum aslında ama arada bir geri dönüşleri olsun, hüznü biraz az olsun, çok şey istedim :)

    YanıtlaSil